18. Genel Kurul Üzerine Düşünceler… (26.12.2007)
Suat Töre
SEYAHATLERİMİZ sırasında köşemizi konuklarımızın maillerine bırakıyoruz. Bu hafta Deniz Tüfekçi’nin TÜRSAB Genel Kurulu üzerine yazdıklarını aktaracağız.
“Yıllar önce dışında kalmaya karar verdiğiniz bir oyunda, tarafların arasına girip, taraflardan herhangi birinin amacına ulaşmak için yaptığı planları şu veya bu şekilde bozabilecek eylemlerden özenle kaçınmaya çalışırken, genel kurul öncesinde söyleyemediklerimi, yazamadıklarımı, hem hata olarak gördüklerimi aktarmak, hem de geleceğe ışık tutmak adına düşünce ve önerilerimi değerli seyahat acentesi sahip ve yöneticileri ile paylaşmak istiyorum.
Söylemek istediklerimin bir kısmını genek kurul salonunda seslendirmeye çalıştım, ilgilenenlere konuşma metnini sunabilirim, ama geleceğimiz ile ilgili kararların, görüşlerin seslendirildiği genel kurula, öncesinde hazırlanan değerli meslektaşlarıma da çoğu acı gelecek gözlemlerimi ve düşüncelerimi aktarmakta yarar görüyorum.
Genel kurul öncesinde, sırasında ya da sonrasında kimseden yana değildik. Kimsenin de kendinden yana olmamızı beklediğini sanmıyorum. Genel kurul ardından TÜRSAB merkezinde 60 kişiye yakın, içlerinde eski iki başkanın da yer aldığı, çoğu geçmiş yıllarda TÜRSAB’ın yönetiminde, denetim, disiplin, BYK yönetimlerinde, komitelerde görev almış meslektaşlarımızın, yedi yıldan beri mesleğimiz içinde olanından 70 yaşını geçmiş olanına kadar herkes tek bir şeyden yanaydı, tek bir şeyin tarafıydı. TÜRSAB’ın o tabloyu görmek, herkese göstermek, geçmişte birbirilerine karşı genel kurullarda mücadele etmiş, aynı listelerde buluşmuş ya da ayrı listelerde demokratik çerçevede mücadele etmiş meslektaşlarımızın tavrını sadece üyelerimize değil, başka sivil toplum örgütlerine, meslek kuruluşlarına da sunmak gerekir. Genel kurulda divan başkanlığını yürüten Talha Çamaş’ın yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine, eşlerinin şimdiden onlara ayıramayacağı vakit nedeniyle gönüllerini alması dileğiyle hazırlattığı çikolata paketleri, sektörümüzün temsilcilerinin ne kadar kibar, olgun, düşünceli ve kadirşinas olduklarının da yaldızlı belgesiydi.
Üç bölüm halinde hazırladığım metni, bana yanıt verilsin amacıyla değil, gelecekte doğruların yapılmasına katkıda bulunmak amacıyla sizlere sunuyorum.
Baştan söylemekte yarar var, TÜRSAB yönetimlerine aday olan tüm meslektaşlarım, son derece uygar, insani yönleri gelişmiş, mesleğini seven onurlu, dürüst insanlardır. Aşağıda yazacaklarım, onların kişiliklerine yönelik bir eleştiri ya da onları bu tür çabalardan gelecek yıllarda vazgeçirmeye yönelik bir amaç taşımamaktadır.Varlıkları bize her zaman güç katmaktadır. Daha iyi, daha yararlı olmaları, dersler çıkarmaları açısından eleştirildiklerini bilmelidirler.”
Sevgili Deniz’in mailine haftaya da devam edeceğiz.
e-mail:[email protected]
(26.12.2007)